25 Kasım 2012 Pazar

Önce sesin gelir aklıma
Çaresiz kaldıkça hep seni düşünürüm
Güzel olan, dolgun başaklardaki sarışın sevinçli
Sonra cumartesi günleri gelir
Sonra gökyüzü gelir hemen kurtulurum
Bir yağmur yağsa da, beraber ıslansak.
Kırk kere söyledim bir daha söylerim
Savaşta ve barışta, karada ve denizde,
Düşkünlükte ve esenlikte
Zamanımız apayrı bize göre
Yanyana olduk mu elele
Aç kalsak ağlamayız biliyorum.
İçim güvercinleri okşamış gibi rahat
Sen yanımdayken ister istemez
Geniş meydanlarda akşam üstleri
Üstüste üç kere deniz, üç kere çınarlar.
Sen yanımdayken ister istemez
Uzak ırmakları hatırlıyorum.
Arasıra düşmüyor değil aklıma
Yabancı kadınların sıcaklığı
Ama Allah bilir ya, ne saklıyayım
Yanında ihtiyarlamak istiyorum...
Turgut UYAR

2 Eylül 2012 Pazar


Güzel’e


Dün gece senin küçücük elinle yalnız yattık
Yalnız senin küçücük elinle yalnızlık
Kandilli ilkokulu kadar kalabalık
Zilleri çaldığında düşlerinin
Sınıfların kapıları ardına kadar açık
Gökyüzünün, denizin, toprağın, hayalle, emeğin
Haklı sınıfları
Belki de baskın korkusuyla vefasız, akıntıya atılan
Kitaplar varya onlardan
Öğrenmiş Marx’ı, gümüş balıkları
Ve belki de onun için o kadar,
O kadar aydınlık ortalık…
Sen ki çicekleri toplamayan güzelim
Çicekleri sulayan çocuk
Ve ben ki buruk ve kavruk
Bir ihtiyar adamım artık
Öyle güzeldim ki senle, çiçeklerden çok
Ve anladım, anladım ki bir daha
DÜŞÜNDE BİLE GÖREMEZ İŞLER
DÜŞLERİN GÖRDÜĞÜ İŞLER

12 Ağustos 2012 Pazar

Gökkuşağı

   Her şey geçer hayat kalır mı sahiden?Bazı anlar var ki ;sadece birer an olmanın çok daha ötesindeler,işte o anları gökkuşağına benzetiyorum..Yağmurla birlikte parlayan güneşin ışığıdır.İkisi de gerisinde kalmaz birbirinin ve olması gerekeni oluştururlar.
   İşte o anlar da bu gökkuşağı vardır içimde.Varolan bir hüzün ama sevinciyle birlikte,gerisinde kalmaz birbirinin..Yaşadığım tanık olduğum bu sürecin bende gerisinden güne taşıdığım bir hüznü ve sevinci var.Döktüğüm gözyaşları gülümsediğim dudağımdan kıvrılır gider..
    Özne(ler) önemlidir duygularda fakat bu mesele benim,sadece bana ait.O anlar da banadır,geleceği de benimdir.Gökkuşağı benim!Sahiplendiğim bu benlik yaşandığı yerde şekillenir,buna bir özne aramak sadece romantikleştirir hatta zayıflatır.Bu şeffaf ve saf olan duygunun hiçbir anlam karmaşasıyla çamurlaşmasına sebep veremem..
    Önceden olsa atardım ortaya kamp ateşi misali paylaşır başkalaştırırdım,sitem eder duygusallaştırırdım.Bu beni özgürleştirmez tutsak ederdi yaşadıklarıma.Geçmesini seyrederken boşa hayıflanırdım etrafında.Boşa geçen zaman(lar) olurdu.Mutsuzluğum anlamsızlaşırdı.
    Şimdi ise öyle değil,sahip olduğum bu birikim belki de tek paylaşmamam gereken duygu.Çünkü öznesi yok.Anlaşılır değil dışarıdan bakılınca ama anlaşılmaya ihtiyacım yok.Ben tam da ihtiyacım olan yerdeyim.Kendimde..Geçip gitmesini bekleyeceğim bir şeyim yok,beklentim yok bu tarafta..Artık özgürüm,uçsam da koşsam da bu duygu hep benimle ..

30 Haziran 2012 Cumartesi

"Güneşi içenlerin türküsü"

    Önce kayboldum,
            daha kaybolduğumu bile bilmiyordum,bu ne büyük bir kayıptı.
   Sonra kaybolduğumu farkettim ki
      'madem öyle' demeden atıldım sokağa.Baktım ufukların resimlerine,türkülerine
    orada görmek acı doluydu ama mutluluktan daha umutluydu.Bir toprak parçası aldım elime,kokladım.Dinledim.
    Artık hiç bir duygu bu duygudan daha önemli ve de gerçek olamazdı.Ben bu yoldan geçen bir zerdüşt değil o yola mücadele olmalıydım..Yoksa nasıl yaşar insan insansız.
    İnsanlığından bir haber cenneti düşleyen maymunlar gibi muz peşinde koşup yediği çöpün kayganlığıyla kıç üstü mü düşmeli illaa.ve yine ve yine!
   İnsanın kendini işgal ettiği bu saçmalığa son vermesi bir toprak kokusuyla başlar.Orada ayak izleri emekle bilenir ve yayılır,bunu duymak için aç duyunu ek içine insana dair ne varsa.Güneş ekinlerin üzerinde belirince orada insan olmak insanca olacak.

20 Mart 2012 Salı

Nasılsın?Gün içinde en çok duyduğum tekrar edilmesi kaçınılmaz soru.Çok kısa bir sürede algında,sorunun samimiyetiyle kendinde ki gerçeklik hesaplaşır.Gözlerinde çok kısa bir geçiş gözükür ve bunu çoğu insan farkedemeyecek kadar dışında kalır.Belki de sende anlamını bulan şeylerin hiç birini yaşamayıp bilmeyecektir bile.Nitekim tüm bu ağır çekim geçişler soru sen cevaplarken sanki arayı kapamak ister gibi tam zıttı bir hızla geçer.Cevabın sanki hiç geçiş yaşamamış gibi normalleşir ve havaya karışır.'İyiyim' derken ki aslında öyle olmayan ruh halin tüm nedeni olan düşüncenle çelişir ve rahatsız eder.Fakat iyi olmama halleri pek sağlıklı gözükmez insanlara ve sen artık iyi olmayan kötü ruh haline sahip yaptığı her şeyin ya bir hiçlik ya da bir hüzün psikolojisi altında olduğunu düşündüren şahıs olursun.Aslında 'nasılsın?'sorusuna verilecek tek cavap 'saçma saçma konuşma la' demek olacaktır..

18 Mart 2012 Pazar

         O kadar yansıma var ki etrafımda,baktığım her yerde;avuçlarımın içinde,saçlarımın arasında,gözlerimin içinde.Kendimi görüyorum,göremediğim zamanlarımı.Korkularıma bakıyorum,sanki her şey etrafa iz bırakmış gibi.Kokluyorum içime çekiyorum hepsini.Her koku bir iz bırakıyor dumanla karışmış ciğerlerime.O izleri taşıyorum geleceğe ve hepsi seninle nihayetleniyor amacına.Sesini duyuyorum 'korkuyor musun'diye soran,'korkuyu biliyorum ama hissetmiyorum'derken yansımam kelimelerle beraber dağılıyor denize,yola,geçen insanlara..Ben bir yansımayken kendimi görüyorum,şimdi elimde ayna kırılma noktalarıma bakıyorum.

13 Mart 2012 Salı

Bir çember düşünüyorum son zamanlarda,içinde var olamadığım dışında da kalamadığım.Araf değil orası,her gün kendi kendimi yargıladığım geçiş meydanları.Sorgu odaları yarattım kendime,yolda,vapurda gittiğim her yere benimle beraber gelip oraya kuruluyorlar ve bir daha aynı gözle bakamıyorum göz ucuyla görmüş olsam bile..Kendimi yürümeyi bilen ama emeklemeyi öğrenmemiş biri gibi hissediyorum.Dizlerim ağrımaya başlıyor..

4 Mart 2012 Pazar

Kimseye ait olmayan yer.
Sana benzeyen herkese aşık olabilirim.Benzer özellikler,bakışlar gülüşler konuşmalar yaşarım.Seninle alakası olan ama benimle alakalı olan her şeyini sevebilirim başka insanlarda.Onları böler çarpar toplar çıkarır eşitlerim ve sonucunda yine seni bulurum.Kimseyi kandırmam yarıştırmam,yenilmez ve yenemez halde bırakırım,onlara gülümsediğimi sanarlarken senin varlığınla eğlenirim.Hoşgeldiniz dünyama diğerleri.Senden başka herkesi diğer diğer toplarım bir yerlere.Senden kalanı değil senin bıraktığını saklarım içimde.Kalman sakıncalıydı belki ama gitmene izin veremem gözleri usul usul çığıran çocuk.Kaldığın bu topraklar senin olduğu için bu kadar bereketli.Onları ekip biçip büyütmeden bende bir yere kaybolamam.

3 Mart 2012 Cumartesi

Bazı tekrarlar vardır tekrar edemez aslında kendini.Sen sanmak nedir bilmezken bu tekrarlar var olurlar hayatın içinde,sonra sanmaya başlarsın DÜŞÜNCENİ ve evrim gibi  zaman içinde yaşarsın önceden sandığın şeyleri.Gerçek olurlar yani, tüm gereksinimleriyle beraber.Ne acıdır sinmek şimdi  kendine.Seni özgür kılacak her yolu ararsın bu sanılarda.Nasıl kaldıracaksın ki o özgürlüğü?Önceden ellerin kulaklarında gezerken şimdi kollarındaki o ağırlığı hissediyorsun.Peki farkedince o sanrıları nasıl taşıyacaksın acısını?Artık çok geç değil mi bilmemek için..Bilmek tutsak eder özgürlüğe.
Artık geri dönüşün yok,görmeye başladın.

22 Şubat 2012 Çarşamba

...olmak

http://www.youtube.com/watch?v=tuiMjE4s7No
Çok uzun geçen bir gecenin sabaha karışma anı.Karşımızda adalar ışıklarını söndürmüş,sokaklar güne karışıyor.Hayatın devam etmesini izliyoruz kaldığımız yerden.Bütün gece içmeyle bitiremediğimiz bir puro var ağzımızda,içki tadıyla karışıyor ama farketmiyoruz.Deniz çarşaf gibi derler ya hani o şekliyle dinginliği gösteriyor bize.Biz mi?O gece çok konuşuldu çok ağlandı ve gülündü..o gece bitmedi çok uzun sürdü.Küçük duraksamalar oldu,zaman zaman titredi ellerimiz yaşananları anlatırken.Her şeyimizi biliyorduk ama yine de ilk kez konuşur gibi anlattık,dinledik.Biz oraya çok şeyimizi bıraktık.Bazı yerlerin kokuları vardır,tatları ve elleri.Bir koku sarmıştı etrafımızı İstanbul kokusu,geçmiş gibi pas tadıyla sardı soğuktan kızarmış elleri.Merhamet vardı anlamak vardı yaşadıklarımızda.Biz sadece kendimize acımadık,anlamadık ve bunun da farkındaydık.Gözgöze gelip de susmalarımızın nedeni de bu gerçeklikti,zaten o gerçeklik bizi o gece oraya getirdi.İyi ki getirdi,iyi ki ...

21 Şubat 2012 Salı

Zaman zaman

Zaman bir çember gibi ya içinde ya da dışında olmamı bekliyor benden.Kocaman bir HİÇ bilmecesinin içindeyken soruyor tüm cevapları.Bana soru sorma diyorum,çünkü sorular tam anlamıyla bir saçmalıktır cevaplarıyla.Sen zamansın bende senin HİÇ'inim o kadar işte.Bana 'yapacak hiçbir şey yok' cümlesini yutkunarak söyleten,basitçe kurulan cümlelerin aslında en zorundan gelip geçtiğini gösteren ironim oldun.Şapkandan tavşan çıkarmanı bekleyen bir çocuktum,hala çocuğum belki ama artık tavşan beklemiyorum senden.Aynı an'ın 2 farklı geçmişi gibi biri beklenen bir diğeri görülen.Geçmemiş bir yolculuğun zaman ekisin.Biraz da sen arada kal şimdi,belki 11'e 10 kalırsın.

20 Şubat 2012 Pazartesi

Bazı seyirler vardır bakması doyumsuz.Sesleri gelir kulağına yaşam es'i verir.Rüzgar gibidir dokunur geçer sohbetler orada.Renkleri tadarsın afiyet olurlar sonrasında.Kısa sürer böyle keyifler ama..çok keyiflidir.Otururduk orada karşılıklı kelam ederdik belki de,boş gibi diyemezdi kimse o sandalyelere, biz varız derdi oralar zaten.Sesler titrek dizler üşümüşken beyaz saçlı iki insan görür kimse..

10 Şubat 2012 Cuma

    Kim ne derse desin,hatta ben bile diyen olabilirim,bazı şeylerin gerçekliği vardır sadece gerisinde.
    Mesela eski bir dost gibi.Olur olmaz yere bulmamışsınızdır birbirinizi.Hayat sizi bir araya getirmemiştir yada siz inanmazsınız bu kadar çok.Sizi bir araya getiren şey dökmediğiniz gözyaşları,etmediğiniz dualar ve dudağınızın kenarındaki gülümseme halidir.
Genelden özele gidiştir bu süreç..her şey özele doğru birleşir ve sonra paylaşılamaz bir bütünlük olur ki bu da sonun başlangıcıdır.İşte tüm bunlar olur sahiden.Olaylar ters gider sen ters gidersin ve birbirinizin hayatlarında “piç” olursunuz.Doğurganlık biter ama sancınız kalır.Böyledir biten dostlukların anlamı bende.Hiçbir şey bitmez demeyin “saçma saçma konuşma la” derler adama.Dedim ya bazı şeylerin sadece gerçekliği kalır geriye!.

kimi zaman

Sadece dinleriz..