30 Haziran 2012 Cumartesi

"Güneşi içenlerin türküsü"

    Önce kayboldum,
            daha kaybolduğumu bile bilmiyordum,bu ne büyük bir kayıptı.
   Sonra kaybolduğumu farkettim ki
      'madem öyle' demeden atıldım sokağa.Baktım ufukların resimlerine,türkülerine
    orada görmek acı doluydu ama mutluluktan daha umutluydu.Bir toprak parçası aldım elime,kokladım.Dinledim.
    Artık hiç bir duygu bu duygudan daha önemli ve de gerçek olamazdı.Ben bu yoldan geçen bir zerdüşt değil o yola mücadele olmalıydım..Yoksa nasıl yaşar insan insansız.
    İnsanlığından bir haber cenneti düşleyen maymunlar gibi muz peşinde koşup yediği çöpün kayganlığıyla kıç üstü mü düşmeli illaa.ve yine ve yine!
   İnsanın kendini işgal ettiği bu saçmalığa son vermesi bir toprak kokusuyla başlar.Orada ayak izleri emekle bilenir ve yayılır,bunu duymak için aç duyunu ek içine insana dair ne varsa.Güneş ekinlerin üzerinde belirince orada insan olmak insanca olacak.